ADAK, bir dileğin yerine gelmesi, bir korkunun giderilmesi amacıyla, tanrısal bir güce, Tanrı’ya yapılan vaat gelenek çok eskidir. En ilkel dinlerden tek tanrılı dinlere kadar hepsinde çeşitli biçimlerde yer alır. Adak olarak ya kurban kesilir ya kutsal yerlere mum dikilir ya da kutsal sayılan kişilerin türbelerine çaput bağlanır. Daha değişik adaklar da vardır (Kutsal kitaplardan parçalar okumak, yoksulları, yetim ve öksüzleri giydirip doyurmak gibi). Bir dileğin Tanrı tarafından kabulü ya da korkulan nedenin yok olması durumunda, Tanrı rizası için teşekkür olarak Kurban Bayramı’ndan ayrı kesilen kurbanlara “adak kurbanı” denir. Türk geleneklerine göre, adak adayan kişi, kestiği adağın etini yiyemez, başkasına verir. Anadolu Türklerinde adak geleneği, Şaman inançlarına sıkı sıkıya bağlıdır. Günümüzdeki adak geleneklerinden birçoğunun Şamanizmden kalma olduğu kabul edilir.