AFİŞ, herhangi bir haberi ya da yeni çıkan bir ürünü duyurmak amacıyla resimlenmiş basılı kâğıt, grafik sanatların bir dalı. Kelime, dilimize Fransızcadan yerleşmiştir. İngilizcesi “poster” Almancası “plakat’tır. Hammurabi Yasaları ya da Pompeideki duvarların boyanmasıyla oluşturulan değişik konulardaki bildiriler ilk örnekler olarak gösterilir. Ancak bunlar, tek olmaları nedeniyle, kent ya da mabet alanları, pazarlar gibi halkın toplu olarak bulunabilecekleri yerlere konan basit örneklerdir. 1454’te Meryem Ana resminin yer aldığı el yazması bir afişi Fransa’da Notre-Dame de Saint-Flour başpiskoposunun kilise kapısına astığı ve bu afişin günümüz afişine uygun en eski örnek olduğu söylenmektedir. Kiliseye daha fazla bağış yapılması için hazırlanan bu afişi gören satıcılarınsa başpiskoposu öykünerek afişin gelişmesine öncülük ettikleri sanılmaktadır. Rahipler için hazırlanan bir kitabı tanıtan bir afişin de 1480’de Londra’da bir kiliseye asıldığı bilinmektedir. Gerçek, değişik biçimlerde de olsa, görevi bir mesaj iletmek olan ve çok eski yıllarda da varlığı bilinen afişin, tekniğe koşut olarak ilerleyerek günümüzdeki biçimine ulaştığıdır. Önceleri dini propaganda için, tahta gravürle çoğaltılarak yapılan afişlere, tiyatro ve askere çağırma afişleri de eklendi. O çağlarda Fransa’da sokaklara asılması yasak edildiğinden afişler daha çok dükkan ve kilise gibi yerlerin içlerine asılabiliyordu.