AFRİKANİZM, Afrika’yı birleştirmeyi amaçlayan anakara ulusçuluğu. Afrika Ulusçuluğunun doğuşuna yardım eden etkenlerin en önemlilerinden biri olan Afrikanizm, Marcus Moziah Garwey (1887-1940) ve William Edward Burghardt Du Bois’in (1869-1963) önderliğinde başladı. Önceleri bir zencilik hareketiydi, giderek Afrikayı bir bütün olarak görme ülküsüne Garwey Karaderililiğin utanılacak bir durum değil, onur verici bir değer olduğunu ileri sürerek Amerikalı zencilere Afrika’da bir vatan vaadetti. Bu arada “Afrika Afrikalilarindir”, “Kara Irkin Rönesansı”, “Etiyopya Uyan” gibi sloganlarla ve “Evrensel Kara Hac Hemşireleri” gibi örgütlenmelerle, “Kara Yıldız Demiryolları” gibi kuruluşlarla bu görüşünü kitlelere benimsetmeye başladı. Afrika Ortodoks Kilisesini kurarak Kara Isa ve Kara Madonna’yı dinsel alanda simge olarak kullandı. Kara derililerde yavaş yavaş oluşan “biz” bilinci, Du Bois’nin düzenlediği Pan Afrikanizm Kongreleriyle birlik, bütünlük kazandı. 1945’te Manchester’de yapılan 5. Kongreye kadar Amerikalı zencilerin egemenliğinde olan Pan Afrikanizm Kongreleri bu toplantıda içlerinde Padmore, Nukrumah (19091972), ve Kenyata (1892-1977) gibi Afrika ulusçuluğunun önderi olacak! kişilerin de bulunduğu Afrikalıların etkisi altına girdi. Bu kongrede manda ve benzeri yollar yadsınarak, emperyalizm ve ırkçılık kınandı. Afrikalının öz yönetimini kurması kararlaştırılırken demokrasi ve özgürlük için Afrikalının savaş vereceği duyuruldu. Afrikanizm Afrika ulusçuluğunu benzeşik bir yapıya kavuşturdu. Afrika’nın kendine özgü toplumsal ve ekonomik yapısı, uluslararası niteliği olan Afrikanizmle genelde ulusçu niteliği olması gereken Afrika ulusçuluğunu bağdaştırdı. Çünkü Afrika ulusçuluğu Avrupa ya da dünyanın öteki yerlerinde ortaya çıkan farklılaşmış ilişkilerin, kültürel ayrılıkların, işbölümündeki yaygınlığın, kurumlaşmış bir toplumsal yapının sonucu değildir.